28 Mayıs 2012 Pazartesi

Çocuk Edebiyatı


      “Gelişme çağındaki çocukların duygu ve düşünce dünyasına, anlama ve kavrama becerilerine seslenen edebiyata çocuk edebiyatı denir. Terim. 20. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkmış, her yaştan çocuğu hedef alan duyarlılığın ifade biçimi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Edebiyat, çocuğun zevk ve güzellik duygusu bakımından gelişmesine hizmet eder. Onu oyalama, eğlendirme ve eğitme işlevi görür. Duygu ve düşünce dünyasını dilsel ve görsel iletilerle zenginleştir...ir (Sever 2003; 9). Hayatı, insanı ve çevreyi tanıma imkânı sağlar. Çocuk, kendisi için yazılmış edebiyat eserinde, yaşadığı ortamın benzerini bulur. Yazılanlarla yaşananlar arasında ilişkiler kurar, karşılaştırmalar yapar. Çocuk edebiyatı, edebiyatın taşıdığı hemen her niteliği taşımakla birlikte eğitici yönüyle de öne çıkan bir sanal dalıdır. Amacı doğrudan doğruya eğitmek olmasa da, çocuğun dil becerisini, hayal gücünü ve yaratıcı düşünme yeteneğini geliştirmek, çocuk edebiyatının amaçları arasındadır. Çocuk duyarlığını yitirmemiş her yaştan yetişkin yazar ve şairin vücuda getirdiği çocuk edebiyatının temel kaygısı, kullanılan dil ve seçilen temalar bakımından “çocuğa görelik” ilkesidir. Nitelikli bir çocuk edebiyatı ürününden yetişkinler de zevk alabilirler. Önemli olan duyarlığın doğallığı, dilin güzelliği, metnin sağlamlığı, konunun çocuğa uygunluğu, kurgunun çekiciliği ve serüvenin akıcılığıdır. Şiirde canlı bir ses ve ritim, düz yazıda ise serüven, çocuk edebiyatı türlerinin en belirgin özellikler arasındadır.

(Şimşek 2002: 3a).” (Tacettin Şimşek, Çocuk ve Edebiyat, T.E.T. c. 4, s. 543)

(A’DAN Z’YE / Dil ve Edebiyat Dergisi 40. Sayı s.6)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder