Etik ve Estetik Kriterlerin İhlali:
“Hakikat Boşluğu”
Dil ve Edebiyat dergisi Aralık sayısından Hilmi Yavuz ile yapılan söyleşiden hareketle “Hakikat Boşluğu” başlığı ile okuyucu karşısına çıkıyor.
Dil ve Edebiyat dergisinin Aralık sayısında, entelektüel tecessüsü ve meselelere kuramsal düzeyde yaklaşımı ile ayrıcalıklı bir yer edinen aydınımız Hilmi Yavuz ile sohbet tadında gerçekleşen bir metin yer alıyor. Medeniyetleri dinlerin, kültürleri ise milletlerin ortaya çıkardığı tezi ve Gregory Jusdanis’den hareketle “özerk estetik bilinç” kavramsallaştırması etrafındaki söyleşide Hilmi Yavuz önemli açıklamalarda bulunuyor.
“İslam her şeyden önce bir medeniyettir. Yahya Kemal’den sonra İslam’ın sadece bir akait manzumesinden ibaretmiş gibi alımlandığını ve İslam’ın inşa ettiği o büyük estetik medeniyetin giderek arka plana itildiğini, gözden uzak tutulduğunu, ihmal edildiğini düşünüyorum.” diyen Yavuz; dinlerin medeniyetleri, ulusların ise kültürleri ürettiği tezinin ayrıntılarına iniyor.
Hilmi Yavuz, “Hakikat boşluğu” kavramsallaştırmasını ise “insanın entelektüel hayatındaki geleneksel hakikat referanslarının silinmesi” şeklinde açıklıyor.
Kimlik meselesi konusunda sentezci yaklaşımları da eleştiren Yavuz, “sentez, birbirinin karşıtı olan tez ve antitezin kendi kimliklerinden vazgeçerek yeni bir kimlikte birleşmeleri demektir. Bunun peşine düşmek kadar vahim bir şey yoktur. Sentez diye bir şey olamaz! Sentez olursa bunun adı Gilles Deleuze’nin kavramsallaştırmasıyla “disjunctive sentences” (ayırıcı sentez) şeklinde olur.” şeklinde düşüncelerini dile getirmektedir.
Dil ve Edebiyat dergisinde Zafer Özdemir’in sorularını cevaplayan Hilmi Yavuz’a ait bir diğer metin “Din ve Medeniyet; Dil ve Kültür İlişkisi” başlığını taşıyor. Yavuz burada da dil, medeniyet, kültür ve din kavramları üzerinde duruyor ve bu dört kavramın birbirleriyle olan ilişkisine dair belirlemelerde bulunuyor.
Dil ve Edebiyat dergisinde yer alan ve kapağa da taşınan bir diğer metin Mircae Eliade üzerine. Ömer Lekesiz Din ve Sanat Arasındaki Köprü: Mircea Eliade başlıklı yazısında; “Eliade’nin aynı zamanda bir felsefeci, romancı, öykücü de olmasına ve asıl işinin “olguların tek başlarına belli bir dinsel çerçevede taşıdıkları anlamı çözmeye çalışmak”tan ibaret olduğunu belirtmesine rağmen herhangi bir sanat kuramına doğrudan bir katkıda bulunmamakla, genelde bir dinler tarihçisi, özelde bir kültür işçisi olarak sanat eserlerinin anlaşılması, yorumlanması konusunda bizlere ufuk açacak, istikamet gösterecek, artı bir dil kazandıracak bilgiler, bilimsel malzemeler sunduğu aşikârdır.” demektedir.
Dil ve Edebiyat dergisinin Aralık sayısında öne çıkan başlıklar dışında Mustafa Yürekli, Nevzat Bayhan, Zafer Acar şiirleriyle; Erol Yılmaz, Nuhan Nebi Çam hikâyeleriyle; Merve İlbak, Asım Gültekin deneme yazılarıyla ve Özkan Özgür mizah yazılarıyla yer alıyorlar.