TDED
Kahramanmaraş ile Abdurrahim Karakoç Konulu Unutulmayacak Bir
Konferans
Son dönem
Türk halk şiirinin en büyük şairlerinden biri olan Mihriban şairi Abdurrahim
Karakoç, vefatından sonra tüm yurtta çeşitli etkinliklerle anılıyor. Bu
etkinliklerden biri de şairin memleketi olan Kahramanmaraş’ta gerçekleşti ve
Karakoç, Kahramanmaraş Belediyesi ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği
Kahramanmaraş Şubesi tarafından düzenlenen bir konferansla anıldı.
“Suları Islatan, Alevi Üşüten Şair: Abdurrahim Karakoç”
konulu konferans, Abdurrahim Karakoç ile ilgili araştırma ve yazılarıyla tanınan
araştırmacı/yazar Ramazan Avcı tarafından verildi. Necip Fazıl Kısakürek Kültür
Merkezinde düzenlenen konferansa Belediye Başkan Yardımcısı Cevdet Kabakçı,
Kültür ve Turizm İl Müdürü Seydihan Küçükdağlı, KSÜ Eğitim Fakültesi Dekanı
Niyazi Can, Kahramanmaraş Belediyesi Kültür Müdürü Serdar Yakar, Kahramanmaraş
Belediyesi Bilgi İşlem Müdürü Hasan Balbaba, Eğitim Birsen Kahramanmaraş Şubesi
Başkanı Adnan Alagöz’ün yanı sıra akademisyen, öğretmen ve halktan çok sayıda
dinleyici katıldı. Ramazan Avcı, Abdurrahim Karakoç’un hayatı, sanatı, davası ve
edebî kişiliğini anlattığı konuşmasında Karakoç’un bestelenen şiirlerinden
örnekler verdi ve ünlü şairin şiirlerinden oluşan şiir dinletisi
sundu.
Dinleyiciler, Avcı’nın mikrofonik sesiyle ve mükemmel
yorumuyla seslendirdiği şiirlerle adeta mest oldular.
Avcı, Abdurrahim Karakoç’un kısa bir biyografisini sunduğu konuşmasında “Abdurrahim Karakoç, sosyal içerikli taşlama türü şiirleriyle, halkımızın gözü, kulağı, kalbi ve dili olmuştur. Toplumun dertlerini, acılarını nefsinde yaşayan şair, 1960 yılında
Avcı, Abdurrahim Karakoç’un kısa bir biyografisini sunduğu konuşmasında “Abdurrahim Karakoç, sosyal içerikli taşlama türü şiirleriyle, halkımızın gözü, kulağı, kalbi ve dili olmuştur. Toplumun dertlerini, acılarını nefsinde yaşayan şair, 1960 yılında
Mektup yazdım Hasan’a
Ha Hasan’a ha sana
Ha Hasan’a ha sana
Mısralarıyla
başlayan sanatçı-halk dertleşmesi diyebileceğimiz manzum-mektuplarıyla halk ile
kendisi arasında güçlü bir frekans kurmuş; Vatandaş Türküleri adını verdiği
şiirlerle halkının bürokrasiye karşı dili olmuştur.
….
Abdurrahim Karakoç, kelimeleri rastgele harmanlayıp mısra şekline getirerek tıpkı bir bilmece gibi “bilin bakalım ne demek istedim” deyip okuyucunun önüne koyan, dış dünyayı şaşı gören bakışın imgeleriyle okuyucunun algı damarını çatlatan bir şair değildi. O, duygu ve düşüncelerini şiirin efsunlu ikliminde arı, duru bir Türkçe ve açık, akıcı bir üslupla söylemiştir. Bundan dolayıdır ki şiirleri bir avuç entelektüel tarafından değil, milyonlarca kişi tarafından bilinmekte ve ezberlenmektedir.
….
Abdurrahim Karakoç, kelimeleri rastgele harmanlayıp mısra şekline getirerek tıpkı bir bilmece gibi “bilin bakalım ne demek istedim” deyip okuyucunun önüne koyan, dış dünyayı şaşı gören bakışın imgeleriyle okuyucunun algı damarını çatlatan bir şair değildi. O, duygu ve düşüncelerini şiirin efsunlu ikliminde arı, duru bir Türkçe ve açık, akıcı bir üslupla söylemiştir. Bundan dolayıdır ki şiirleri bir avuç entelektüel tarafından değil, milyonlarca kişi tarafından bilinmekte ve ezberlenmektedir.
……
Abdurrahim
Karakoç, millî duyarlılığı yüksek, halkçı bir şairdir. Ancak onun halkçılığı,
halkı kendi düşünceleri doğrultusunda düşünmeye ve yaşamaya zorlayan,
kendilerini çoban, halkı sürü gibi gören siyasî-ideolojik bir halkçılık
değildir. Halkın söylemek isteyip de söyleyemediğini pervasızca, yiğitçe ve
kusursuzca dile getirdiği için halkın sözcüsü olmuştur.
…..
Karakoç, bir
dava şairidir. Tıpkı Mehmet Akif Ersoy gibi davası için yaşamış, bu uğurda
eğilmemiş, bükülmemiş; söyleyeceklerini eğmeden, bükmeden dosdoğru söylemiştir.
Tanzimat’la başlayan kimlik bunalımı karşısında Türk milletinin millî
değerlerinden uzaklaşmaması için olağanüstü bir mücadele vermiş, bu mücadele özü
Türk ve Müslüman olan Anadolu insanı tarafından takdirle karşılanmıştır.”
dedi.
Ramazan Avcı, Abdurrahim Karakoç’un aşk temalı şiirleri hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Özellikle coşkun bir lirizm, güçlü bir âhenk ve zengin, duru, akıcı, sanatlı bir üslupla kaleme aldığı aşk temalı şiirleri her kesimden okuyucunun kalbini titretmiş, adeta “İşte bu şiir beni anlatıyor” dedirtmiştir. Şüphesiz bunların başında Mihriban gelir. Yüzyılın en güzel şiiri olarak gösterilen bu şiir bile, bir şairi edebiyat tarihine mal etmeye yeterlidir. Abdurrahim Karakoç’u geleceğe taşıyacak ve onu ölümsüz kılacak olan şiirler, günlük politik ve siyasi konulu şiirlerin dışında kalan millî, manevî, aşk, ayrılık, özlem, tabiat ve her zaman geçerliliği olan sosyal taşlama konulu şiirler olacaktır.”
Dinleyicilerin dikkatle ve büyük bir zevkle dinlediği
konferansı Avcı şu ifadeleriyle tamamlandı:: “Abdurrahim Karakoç, Türk şiirinin
son 50 yılına damgasını vurmuş, yüzlerce şairi etkilemiş, davasını şiir diliyle
milyonlarca insana ulaştırmayı başarmış özü ve sözü bir olan bilge bir halk
şairidir. Hicivleriyle yanlışı göstermiş, Mihriban gibi şiirleriyle Anadolu
insanının saf ve samimi sevgisini terennüm etmiştir. Halk şiiri geleneğine
zenginlik katmış, heceyi doruğa taşımış olan Türkçenin bu büyük ustası, Türkçe
var olduğu sürece dillerde, gönüllerde ve hafızalarda yaşayacaktır.”
Uzun süre hafızalarda yer edecek olan konferansta
dinleyiciler Abdurrahim Karakoç’u yeniden keşfetme imkânı buldular.
TDED
Kahramanmaraş Şubesi