Türkçe sözcük bakımından zengin bir dil…
Çorum Belediyesi ile Dil ve Edebiyat Derneği tarafından düzenlenen “Günümüz Türkçesinin Sorunları” konulu konferans Devlet Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirildi. Konuşmacı olarak Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın’ın katıldığı konferansa Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Emniyet Müdürü Necmettin Emre, Belediye Başkan Yardımcısı Zeki Gül, Baro Başkanı Mahmut Bayatlı ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Özüdoğru ile vatandaşlar katıldı.
Konferansta konuşan TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Türkçenin eklentili bir dil olduğunu, yeni sözcükler üretilmesinde bunun zenginlik sağladığını, sözcük olarak çok büyük bir artış yaşandığını, o nedenle Türkçenin sözcük bakımından zengin bir dil olduğunu belirterek, “Türkçenin anlatım gücüyle donanmalıyız” dedi. TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Son dönelerde Türkçenin söylenişinde ve yazılışında bir takım sorunlar yaşandığını kaydederek, “ Son yıllarda Türkçenin söylenişinde, yazılışında bir takım sorunlar yaşamaya başladık. Yabancı dillerin etkisini özellikle İngilizcenin etkisi Türkçede hem yazımımızı yani imlamızı, hem söyleyişimizi yani telaffuzumuzu etkilemeye başladı ve giderek Türkçe kelimeleri İngilizce kuralına göre yazma eğilimi başladı.” dedi.
Türkçenin bazı özelliklerine de dikkat çeken TDK Başkanı Akalın, Türkçenin en erken yaşta öğrenilen dil olduğunu ifade ederek, “Ana dilini en erken yaşta Türk çocukları öğreniyor” dedi. Türk alfabesinde olmayan harflerle Türkçe sözcüklerin yazıldığına dikkat çeken TDK Başkanı Akalın, Türkçede olmayan harflerle yazılan bazı sözcükleri örnek göstererek bunların Türkçe yazım kurallarına uygun olmadığını söyledi. Acaba Türkiye’de mi yaşıyoruz diye sormamız gerekiyor….
Konuşmasında iş yeri adlarında yabancı sözcük kullanımlarının yaygınlaşmasına değinen ve bunu sunu örnekleriyle gösteren TDK Başkanı Akalın, büyükşehirlerden ilçelere ve beldelere kadar yayılan iş yeri adlarını görünce, “Acaba burası Türkiye mi diye sorduğumuz, bu manzara karşısında yabancılaşma örneklerini yaşıyoruz. Bu tablo karşısında, bu yabancılaşma karşısında acaba burası Türkiye mi Türkiye’de mi yaşıyoruz diye sormak gerekir. ” dedi. Türkçenin özellikle iş yeri adlarında yabancılaşmaya yöneldiğine dikkat çeken Akalın, bu nedenle Türkçenin kan kaybettiğini söyledi.
Türkiye’de yabancı sözcüklerin gereksiz bir biçimde kullanıldığında dikkat çeken TDK Başkanı Akalın, yabancı sözcüklerle yazılmış bazı tabela yazılarını dinleyicilerle paylaştı. Akalın’ın verdiği bazı örnekler dinleyicileri uzun müddet güldürdü. Sorun Türkçede değil, yabancı kelimeleri kullananlarda… Yabancılaşma dolayısıyla Türkçenin yazılışının ve söylenişinin bozulduğunu ifade eden Akalın, “Ama bu sorunlar Türkçenin sorunları değil aslında. Türkçenin hiçbir zaman böyle bir sorunu olmadı diye düşünüyorum. Çünkü Türkçe güçlü bir dil. Sorun nerede? Sorun bu yabancı kelimeleri kullananlarda. İşyerlerine yabancı isimler veren insanlarda yani bizlerde.” şeklinde konuştu. Türkçenin ilk yazılı kaynaklarının Orhun Abidelerinde görüldüğünü ifade eden TDK Başkanı Akalın, Türkçenin çok eski tarihlere dayandığını, birçok dilde Türkçe sözcük bulunduğunu, Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat-it Türk adlı eserinde 8500 sözcük bulunduğunu belirtti.
Türkçenin güçlü bir dil olduğunu vurgulayan TDK Başkanı Akalın bunu verdiği örneklerle anlattı.Türkçe 600 Bine yaklaşan söz varlığıyla zengin bir söz varlığına sahip… Türkçenin bir başka güç kaynağının söz varlığı olduğunu örnekleriyle anlatan Akalın, “Türkçenin bir başka güç kaynağı söz varlığıdır. Türkçenin söz varlığının zaman zaman kısır olduğunu ifade edenleri duymuşunuzdur. Türkçenin söz varlığı son derece kısır. Türkçe ile bilim yapılamaz, felsefe yapılamaz derler. Halbuki öyle değil” diyerek, Türkçenin ilk sözlüğü olan Kaşgarlı Mahmut’un 1000 yıl önce yazdığı Divan-ı Lügat-it Türk’te 8500 sözcük olduğunu, bugün bu sayının güncel Türkçe Sözlükte 119.000 sözcüğe ulaştığını, deyimler, atasözleriyle beraber 600 bine yaklaşan söz varlığıyla Türkçenin zengin bir sözcük varlığına sahip olduğunu söyledi. Türkçenin söz varlığına bakıldığında belirli alanlarda bir söz varlığı zenginliğinin, gücünün görüldüğüne kaydeden Akalın, Türkçedeki akraba adlarının, renk adlarının, yemek adlarının bir zenginlik olduğunu çeşitli örnekleriyle anlattı. Türkçe Ses Bayrağımız…
TDK’nın bilgi teknolojileri bağlamında yaptığı çalışmaları da ayrıntılı bir biçimde anlatan TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın konuşmasını şöyle tamamladı:” Değerli gençler; Şairimizin de söylediği gibi Türkçe ses bayrağımız. Ülke bağımsızlığı için nasıl bayrak önemli ise, bağımsızlığın göstergesi olan Türkçe hepimizin en kutsal varlığı, ortak paydasıdır. El ele verelim dilimize hep birlikte sahip çıkalım. Gelecek kuşaklara bizlere yakışır bir Türkçe bırakalım” Konferans sonrası kendine yöneltilen soruları cevaplayan TDK Başkanı Akalın’a Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü tarafından plaket, saat Kulesi maketi ile Çorum’a ait eserlerin yer aldığı kitap seti Hediye etti. Dil ve Edebiyat Derneği Çorum Şubesi Başkanı Turhan Candan: “Etkinliklerimizle Çorum’da kültür iklimine renk vermeye çalışıyoruz” Dil ve Edebiyat Derneği (DED) olarak Türkçenin kullanımına önem verdiklerini ifade eden Çorum Şube başkanı Turhan Candan, “Dil ve Edebiyat Derneği olarak dilimiz korunmasına, doğru ve etkin kullanılmasına çok önem veriyoruz. Etkinliklerimizle Çorum’da kültür iklimine renk vermeye çalışıyoruz” dedi.
Devlet Tiyatro Salonu’nda düzenlenen konferansın açılış konuşmasını yapan Turhan Candan, kuruluşlarından bugüne pek çok etkinliğe imza attıklarını ifade ederek, gerçekleştirmeyi planladıkları programlara ilişkin de bilgi verdi. Dernek olarak tüm Türkçe ve edebiyat öğretmenlerin, öğrencilere ve kültür-sanata ilgi duyan herkese kapılarının açık olduğunu dile getiren Candan, “Halkımızdan gelecek katıları çok önemsiyoruz. Yapacağımız çalışmalarla, birkaç yıl içerisinde Çorum’un kültür iklimine önemli katkılar sunmayı hedefliyoruz” dedi. Mehmet Akif Ersoy’u anma programı gerçekleştirdiklerini ifade eden Turhan Candan, ardından Mehmet Akif İnan’ı anma programı düzenlediklerini, bunların yanı sıra dernek merkezinde her hafta söyleşi programlarıyla sanata ve kültüre önem veren insanları bir araya getirdiklerini, yaklaşık 1,5 ay süren Safahat Okumaları ile gençlerin Mehmet Akif’in düşünce dünyasını tanımalarına katkı sağladıklarını dile getirdi. Candan, 14 Mart tarihinde başlattıkları Yazarlık Okulu Projesi’nden de bahsederek, yeni başlayan Sezai Karakoç Okumaları çalışmasının da devam ettiğini duyurdu. Nisan ayında Kutlu Doğum Etkinlikleri’ne hazırladıklarının da müjdesini veren Candan, sırada Necip Fazıl Kısakürek Okumamaları Projesi’nin yer alacağını bildirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder