TDK Başkanı'ndan yeni anayasa uyarısı
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, yeni anayasanın dilinin açık ve anlaşılır olması gerektiğini belirterek, ''Cümle yapısının kurallı olması, düzgün olması gerekmektedir. Bir anayasa maddesini ben okuduğumda başka türlü, siz okuduğunuzda başka türlü, bir başkası okuduğunda bir başka anlıyorsa, yorum yapabiliyorsa, o anayasanın metni iyi yazılmamış demektir'' dedi.
Dil ve Edebiyat Derneği Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Akalın, günümüzde sivil toplum örgütlerinin öneminin giderek arttığını, derneğin de çok ciddi faaliyetlere imza attığını kaydetti. Akalın, Türkçe'ye en uygun klavyenin F olduğunu, bu alanda dernek başkanı Ekrem Erdem'in önemli çalışmalar yaptığını bildirdi.
Sivil toplum örgütlerinin yeni dönemde çok etkin olacağını ifade eden Akalın, şunları söyledi:
''Önümüzde bir anayasa çalışması var. Anayasanın geniş bir toplumsal uzlaşıyla çıkacağı ifade ediliyor. Olması gereken de bu zaten. İşte bu noktada sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşüyor. Yeni anayasa çalışmalarında, özellikle üzerinde durması gereken konu, anayasanın dilinin açık ve anlaşılır olmasıdır. Cümle yapısının kurallı olması, düzgün olması gerekmektedir. Bir anayasa maddesini ben okuduğumda başka türlü, siz okuduğunuzda başka türlü, bir başkası okuduğunda bir başka anlıyorsa, yorum yapabiliyorsa, o anayasanın metni iyi yazılmamış demektir. Ben hukukçu değilim ama başka ülkelerin anayasasına baktığımız da görüyoruz; kısa bir metin var ortada. Böyle yüzlerce maddeden oluşan bir anayasa yok ve anlatım da son derece kısa, açık ve anlaşılır.''
TDK olarak bu konuda son derece duyarlı davrandıklarını dile getiren Akalın, ''Noktalama işaretlerine varıncaya kadar anayasanın dilinin yanlış anlamalara meydan vermeyecek bir biçimde açık ve anlaşılır olması gerektiğini dile getiriyoruz. Bu konuda toplumun bütün kesimleri farklı açılardan anayasayı değerlendirecek. Ama temelde dilin dikkate alınmadığı, yazım kurallarının hiçe sayıldığı veya gözden kaçırıldığı bir anayasa metni ortaya çıkarsa, hangi konular ele alınmış olursa olsun sıkıntılı bir durum ortaya çıkacaktır. Bu bakımdan sivil toplum kuruluşlarının anayasanın yapısı konusunda görüşler bildirirken, derneğimiz gibi, TDK gibi kurumlar da anayasanın dilinin açık ve anlaşılır olması konusunda düşünce bildirmesini bekliyoruz'' ifadelerini kullandı.
''Türkçe bu ülkede yaşayanların ortak dilidir''
Dünyada 6 bin 912 dil olduğunu, ortalama ülke başına 35 dil düştüğünü kaydeden Akalın, sözlerine şöyle devam etti:
''Bu gerçeğin kabul edilmesi gerekiyor. Türkiye'de de dilleri farklı olan insanlar var. Bu konuda ölçümüz ne olmalı- Her ülkede devletin resmi bir dili olduğuna göre, Türkçe Osmanlı devletinden bu yana, devletimizin resmi dili olduğuna göre, Türkçe'nin ikinci bir özelliği daha ortaya çıkıyor; o da Türkçe'nin ortak dil olmasıdır. Türkçe bu ülkede yaşayan insanların aynı zamanda ortak dilidir. Osmanlı İmparatorluğunda bugünden daha çok farklı dili konuşan insanlar vardı. Ancak yine de Osmanlının dili Türkçe'ydi. Bununla birlikte insanların kendi dillerini konuşmalarını, öğrenmelerini sağlamak zorundayız. Bu gerçekleri kabul ettiğimiz de Türkçe'nin bu ülkedeki insanların büyük bir bölümünün ana dili olduğunu ama aynı zamanda Türkçe'nin bu ülkenin de ortak dili olduğunu kabul ettiğimizde bence bu tartışmalar boşlukta kalacaktır. Bazıları bunları farklı yönlere çekmek isteyebilir ama bu konularda ben bir uzlaşma sağlayacağımızı ve Türkiye'ye yakışır bir anayasa hazırlayacağımızı düşünüyorum.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder