21 Kasım 2011 Pazartesi


Osman Akkuşak - 21.11.2011


Sevgili okuyucularım; kütüphanemde, daha doğrusu odamın kitap dolu raflarında, bana yayıncı arkadaşlarımız tarafından gönderilen bir çok edebiyat ve kültür dergisi vardır.. Bugün de size "dil ve edebiyat" dergisinin, gelişi güzel seçtiğim bazı sayılarından edindiğim intibaları aktaracağım..

Eski milletvekillerinden Recep Garib'in çıkardığı bu aşağı yukarı 100 sayfalık aylık derginin kapağını, kağıdını ve baskısını mükemmel ve kaliteli buldum.. Tabiî daha mühim olanı, içindeki yazıların kalitesidir.. Onu anlamak için de yazıların imzalarına bakmak uygun olur.. Elimdeki üç beş sayıyı inceliyorum.. Doktor, doçent, profesör gibi unvanlar taşıyan akademisyen isimlerine rastlıyorum.. Onlardan bir kaçını hatırlatayım.. Meselâ zeynep korkmaz.. Bu hanımefendi bir dil uzmanıdır.. Türkçe uzmanı.. Gerçek bir dil bilginidir.. "dil ve edebiyat" dergisinin 30. sayısında dercedilen "bir dünya dili olma açısından türkçemiz" başlıklı yazısı, 6 büyük sayfa tutan ilmî bir makaledir.. Türkçemizin tarihi ve edebi gelişmesine ışık tutmaktadır..

Şükrü Haluk Akalın, Recep Toparlı, Hayati Develi, Atilla Şentürk, Cemal Kurnaz, Azmi Bilgin, Hikmet Özdemir, Hamza Zülfikâr, Günay Karaağaç, Nevzat Gözaydın, Hülya Savran ve diğer dil ve edebiyat bilginlerinin yazıları derginin muhtelif sayılarına yayılmış bulunmaktadır..

Bu arada şiirin, romanın ve yazının ustalarından olan isimler gözümüze çarpıyor.. şair ve yazar Mustafa Miyasoğlu'nun "sanat hayatımdan çizgiler" başlıklı yazısı 33. sayıdadır.. Miyasoğlu, bu yazıda tahsil, san'at ve yazı hayatının safhalarını, bu devreler esnasında da arkadaşlık ettiği, temas kurduğu şair, san'atkâr ve bilginlerle münasebetlerini ve edebi şahsiyetinin belirli devirlerini gözler önüne sermektedir.. Bu yazı, yeni yetişen edebiyatçılara örnek olacak pek çok unsuru ihtiva ediyor..

Beşir ayvazoğlu ile yapılan söyleşi, (33.sayı) yazarın eski, yeni türk edebiyatı hakkındaki bazı görüşlerini ve kendi eserleri hususunda verdiği bilgileri etraflı bir şekilde dile getiriyor.. Sohbeti gerçekleştiren kişi ali görkem userin'dir..

Çok enteresan ve değerli bir yazı da yine 33. sayıda yayınlanan, doc.dr. hülya savran'a ait "türk dilinin kavram ve anlatım zenginliği" başlıklı makaledir.. İçinde türkçe'nin gücüne ve kaabiliyetine dair şimdiye kadar pek tetkik edilip ortaya konulmamış misaller açıklanmaktadır..

İri ve siyah harflerle dizilmiş bir pragrafta da şöyle deniyor: "Türk dilinin zenginliğini anlatabilmek ve öğretebilmek, dilimizin geleceğini de garantiye almak demektir.. Bu sebeple hem akademik kurumlara, hem eğitim kurumlarına burada önemli görevler düşer.. Bütün zenginlikleri ve gücüyle kendilerine emanet edeceğimiz bu dil yeni kuşaklara anlatılmalı, öğretilmeli ve sevdirilmelidir.. Bunun için türkçenin kavram ve anlatım vadilerinde beslendiği kaynaklar iyi öğrenmeli ve iyi öğretilmelidir."

Görülüyor ki "dil ve edebiyat derneği" nin çıkardığı bu mecmua, ciddi ve seviyesi yüksek yazılar ve makaleler yayınlamaktadır.. Fizikî ve maddî evsafı ile beraber muhtevasına ait özellikler, mecmuanın, titiz emeklerle ve ciddi gayretlerle hazırlandığını göstermektedir..

Yazımızı noktalarken, edebiyat ve kültür vadilerinde yayınlanmakta olan türk edebiyatı, dergâh, türk yurdu, türk tarihi araştırmaları dergisi, ay vakti, yedi iklim, kertenkele, kule, edep, 1453, bilim ve akıl aydınlığında eğitim, kırmızı-beyaz, ötekisiz, dem, varlık, gösteri, milliyet san'at, sızıntı, sur, zafer, toplumsal tarih gibi dergilerden okuyucularımızı haberdar etmenin vazifemiz olduğunu biliyoruz. O ki, kültürdür, san'at dır, edebiyattır.. İyisinin, hasının bulunması ortak hedefimizdir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder