9 Kasım 2013 Cumartesi

Dil ve Edebiyat Dergisi 59. Sayı Çıktı

Dil ve Edebiyat Çizgi Üstü Sanatın İzinde!

     Dil ve Edebiyat dergisi 59’uncu sayısında, doğumunun 80’inci, vefatının 36’ıncı yılında Mimar Cevat Ülger'i anmak, eserleriyle yâd etmek ve genç nesillere aktarmak maksadıyla merhumun oğlu Mehmet Ülger'le gerçekleştirilen söyleşiyi kapağına taşıyor. 

      Çizgi Üstü Bir Mimar üst başlığıyla ele alınan Mimar Cevat Ülger, insanlar arasında özellikleriyle fark edilip göze batan, eski deyişle nev’i şahsına münhasır bir zat; hayatı boyunca sergilediği faaliyetleri ile uç noktada çizgi üstü bir kişilik olarak tanıtılıyor. Söyleşide; Ülger'in gerek mimariye ve sanata bakışı gerekse bu alanda yaptığı çalışmalar hakkındaki görüşlerini yansıtan Osmanlı Mimarlığı ve Abstrakt Anlayış isimli makalesinden şu ifadeler iktibas ediliyor: "İslam kültür ve düşüncesi, tabiatı, Avrupa gibi bir dış görünüş kabul etmiyordu. Bu sistem içinde tabiat, yaratılış, hele insan, muazzam araştırmaların mevzuu idi. Onun bütün cephelerinde korkunç ilerlemeler olmuş, müthiş derinliklere inilmişti. Tabiat içli dışlı, maddeli ve ruhlu, alabildiğine etütlerle çevrilmiş, bu ilim çalışması bir vecd ve heyecan içinde yaşanmıştı. Tabiat, İslâm için, dış olduğundan çok daha fazla iç idi, derinlik idi, ruh idi...

     İnsanımız, Osmanlı İmparatorluğunun 15., 16., 17. asırları içinde, kendi yaradılışlarından getirdikleri abstre anlayışla, İslâm'ın ilim, kültür ve vecdini birleştirerek, erişilmesi imkânsız eserler yaptılar. Osmanlıların bu devrinde resim -heykel - mimari ayrılığı da kalkmış, hepsi ancak abstre kelimesi ile anlatabileceğimiz bir beraberlik içinde mimarlıkta birleşmişler, vecd ve güzelliğin, nispetin en son noktalarından birine varmışlardı. Resim de, heykel de, mimarlık da mimari ile yapılmıştı."

     Dil ve Edebiyat dergisi kapağa taşınan söyleşi dışında her zaman olduğu gibi dolu dolu… Dergi yine şiirlerle başlıyor. Bu ay derginin şairleri: Cumali Ünaldı Hasannebioğlu, Zafer Acar, Mehmet Aycı, Bahtiyar Aslan, Arif Dülger, Nurettin Durman, Nevzat Bayhan, Abdullah İlhan, Salih Turcan, Turgay Demirel, Yaprak Arıman. Dergide ayrıca Kübalı şair Reinaldo Arenas’ın biyografi ve şiirlerinin yer aldığı geniş de bir bölüm var. Arenas’ın şiirini Barış Altıoğlu aktarıyor.

     Dil ve Edebiyat dergisinin sayfalarında yine birçok önemli isim makale ve denemeleriyle yer alıyor. Yusuf Akçay’ın “Bir Felsefen Bile Yok” başlıklı yazısı 19’uncu asrın yaygın düşünce anlayışı pozitivizmi sorgularken Cumhuriyet’le birlikte “moda” düşünce akımlarının nasıl etkisinde kalındığının altını çiziyor. Bunların neticesinde bir felsefe geleneği oluşturamamanın sebepleri irdeleniyor. Akçay şöyle diyor:

     “Türkiye gibi toplumlarda bir felsefe geleneği oluşmadığı için, teolojik bilgi, muhatabımızı tartan temel bir fonksiyon üstlenmektedir. Muhatabımızın kurduğu/ kuramadığı bu metafizik rabıta, bizim için neredeyse tek kıymet hükmü haline gelmiştir. Karşılıklı olarak birbirini besleyen bu süreçten, ancak insan olmanın erdemini önceleyen bir gelişmişlik düzeyini yakaladığımızda kurtulabiliriz. Çünkü o vakit bir geleneğe “ait olanlar” ile her nasılsa “dâhil olanları” birbirinden kolaylıkla ayırabileceğimiz bir basirete de kavuşmuş olacağız.”

     Dil ve Edebiyat Kasım sayısında hem vefa hem de genç nesillere hatırlatma sayılabilecek arşivlik yazılar sunmaya devam ediyor. Mehmet Atilla Maraş’ın, yazar Zübeyir Yetik üzerine kaleme aldığı Bir Dava ve Fikir Adamı: Zübeyir Yetik başlıklı yazı bunlardan biri. Zübeyir Yetik’in bütün yönleriyle ele alındığı yazıda Maraş ile yaşadıkları şahsi yakınlık üzerinde de duruluyor.

     Dergide öne çıkan diğer yazı başlıkları: Şiirimizde Hilmi Yavuz Olayı II – Zafer Acar; Adsız mimarlar: Öğretmenler- Prof. Dr. Hikmet Özdemir; ‘Neden’ Kelimesi ‘Sebep’ Yerine Kullanılabilir mi? – İsa Kayaalp; Bilge Karasu’nun Bir Öyküsünü Çözümleme Denemesi –Aykut N. Kelebek…


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder