6 Ekim 2011 Perşembe

Dil ve Edebiyat Dergisi Ekim Sayısı Çıktı!


Medeniyetlerin Kalbine Dokunmak!

"Kültürel Miras"

Üzeyir İLBAK

Dil ve Edebiyat Dergisi ekim sayısında medeniyetlerin kalbine dokunuyor.

Dil, edebiyat, kültür, siyaset ve bütünüyle hayatın üzerinde yükseldiği yapının koordinatları çoğu zaman gündelik yaşamın akışı içinde kaybedilir. Oysa geçmişi anlamak, bugünü anlamlandırmak ve geleceği okuyabilmek tam da ait olduğumuz tarih ve coğrafyanın koordinat düzlemindeki yerini bilmek ve bu konudaki dikkatimizi canlı tutmakla ilgilidir.

Dil ve Edebiyat Dergisi; “Medeniyetlerin Kalbine Dokunmak, Kültürel Miras” başlıklı makalesiyle Ekim sayısında bu dikkatin canlı tutulmasına çağrı yapıyor ve medeniyet algımızın nabzını tutmaya çalışıyor.

Medeniyet algımızı oluştururken birçok odak noktadan hareket eder ve bir de coğrafi merkez tayin ederiz. Dergideki yazısında Üzeyir İlbak, bu coğrafi merkezin koordinatlarını en eski yazılı kaynaklardan, stratejik tarihî olay ve çekim alanlarına dayandırarak önce belirlemeye sonra da bu merkezden hareketle ahvalimizi, ufkumuzu anlamlandırmaya çalışıyor.

İlbak, “Dünyanın kalbi Akdeniz havzasını kuşatan coğrafya, yeryüzünün en eski medeniyetlerinin neşet ettiği yerdir.” tespitini yaparken Yahudilik, İslamiyet, Hristiyanlık kaynakları başta olmak üzere Urugakina’nın ilk yazılı hukuk kurallarından kadim Mısır kültürüne, Homeros’a, İbn-i Haldun ve Braudel’e kadar uzanan bir literatür taraması yapıyor. Bununla birlikte, devraldığı kültürel mirası belleğinde ve pratiğinde taşıyan “bugün”ü de ihmal etmiyor yazar. İlbak, sadece kara ve denizlerden, taş, toprak ve sudan oluşmayan bir coğrafi merkezi işaret eden tespitlerini sorgulamalarla sürdürüyor, medeniyetlerin aynı potada birleşmesinin “bugün”e neler taşıdığını belirlememizi istiyor. İlbak’ın sorusu mavinin içinden yeşili, kırmızıyı ve beyazı ayırmak mümkün mü, gibi bir soru. Sonuç olarak, bizi biz yapan kimlik dediğimiz şeyin, bizi geleceğe taşıyıcı bir özelliği bulunacaksa, bunun kimliğimizi oluşturan renklerin, kültürel mirasın doğru bir şekilde belirlenmesi ile mümkün olacağı…

Dil ve Edebiyat Dergisi ağır ve önemli bir konuyu okuyucularının ilgisine sunuyor. Dergi her geçen gün takipçilerine daha nitelikli bir nüsha sunmanın uğraşısında yoluna devam ederken Ekim sayısında ayrıca şu yazı ve yazarlara yer veriyor:

Edebiyat ve Savaş (A’dan Z’ye), Biyografi Ustasının Kaleminden: Meşâirü'ş- Şuarâ (Âşık Çelebi) Prof. Dr. Filiz Kılıç / Sahilime İnen Hüzün Sadettin Kaplan / Sibel Eraslan (Söyleşi) “Şerefeye ‘cami balkonu’ diyen bol ödüllü ediplerimiz var.” / Kenan Çarboğa’nın Güzel Muştu’su Yavuz Bülent Bakiler / Mektuplar Neyi Taşır? Recep Garip / Gider (Şiir) Mehmet Atilla Maraş / Vakıf Duası Prof. Dr. Hikmet Özdemir / Adlarımız Yabancılaşıyor mu? Yrd. Doç. Dr. Yakup Yılmaz / Bahçekapı’dan Dünyaya Yol Giderdi M. Kamil Berse / Renklerin Dili Fatma Tavukçu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder